10.Sınıf Ders Notları

Levha Hareketleri ve Etkileri

Levha hareketleri ve etkileri konusu 10.sınıf coğrafya YGS coğrafya ve yeni adıyla AYT ve TYT coğrafya dersinde yerin şekillenmesi ünite konusu içerisinde işlenmektedir. Kıtaların kayması teorisi, levha tektoniği, levha hareketleri, Yakınlaşan (çarpışan), Uzaklaşan (ayrılan), Yanal hareket eden levhalar, Dünyada depremlerin, volkanik faaliyetlerin, sıcak su kaynakların dağılışı anlatılmıştır.

Levha Hareketleri

Yer yuvarlağının en dış katmanı olan yer kabuğu bir bütün değildir. Farklı boyutlarda parçalardan oluşmaktadır. Yer kabuğunu oluşturan manto üzerinde yüzer halde bulunan bu parçalara levha (plaka, tabla) denir. Levhalar manto üzerinde dengede durmakta ve farklı yönlere hareket etmektedir.

Levha hareketleri genel olarak birbirinden uzaklaşan ve bir birine yaklaşan levhalar bulunmaktadır. Bu hareketler sonucunda okyanuslar, kıtalar, orojenik sıradağlar ve volkanik dağlar oluşur.

Dünyadaki levhalar
Levha hareketleri

Levhalar üst mantodaki konveksiyonel (dikey) akıntıların etkisiyle hareket etmektedir. akıntıların yönüne göre levhalar bazen birbirinden uzaklaşmakta bazende birbirine yakınlaşmaktadır.

Bu levhalar;

  • Avrasya
  • Kuzey Amerika
  • Güney Amerika
  • Afrika
  • Avustralya-Hindistan
  • Antartika
  • Arabistan
  • Filipinler
  • Pasifik
  • Karayip
  • Kokos
  • Nazka
  • Skotya levhalarıdır.

Kıtaların Kayma Teorisi

Yer kabuğu hareketlerini açıklamak için ortaya atılan en önemli teorilerden biri kıtaların kayması teorisidir. Alman bilim insanı Alfred Wegener tarafından 1910 ile 1915 yılları arasında ortaya atılmış bir teoridir. Bu teoriye göre kıtalar birinci jeolojik zamanda tek parça halinde Güney Yarım Küre’de bulunuyordu.Kıtaların Kayma Teorisi

Bu tek kıtaya pangea (süper kıta)adı verilmektedir. Bu süper kıtayı çevreleyen okyanusun ismi panthalassa’dır. Daha sonra pangea parçalanarak kuzeyde laurasia güneyde godwana olmak üzere iki kıtaya ayrıldı ve aralarında tehys okyanusu oluştu.

İkinci ve üçüncü jeolojik zamanlarda kıtalar parçalanarak birbirinden uzaklaşmış ve günümüzdeki şeklini almıştır. Alfred Wegener teorisini ispatlamak için Güney Amerika ve Afrika’daki taşların özelliklerini bitki ve hayvan fosilleri arasında benzerliği kanıt olarak göstermiştir.

fosil kalıntıları levha hareketleri
Güney Amerika ve Afrika kıtalarında 200 milyon yıl önce yaşamış ve nesli
tükenmiş canlılara ait fosiller bulunmuştur

1950 yılında Alfred Wegener’in kıtaların kayma teorisi geliştirilerek levha tektoniği teorisi adıyla yeni bir teori ortaya atıldı. Bu kurama göre yer kabuğu levha ya da tabla adı verilen parçalara ayrılmıştır. Manto üzerinde yüzer halde bulunan farklı boyutlardaki bu parçaların hareket yönleri ve hızları birbirinden farklıdır. Bu nedenle levalar bazı durumlarda birbirinden uzaklaşır, bazı durumlarda ise birbirine yaklaşır.

Levhaların Hareketleri Nasıldır?

  • Yakınlaşan (çarpışan) levhalar
  • Uzaklaşan (ayrılan) levhalar
  • Yanal hareket eden levhalar olmak üzere levha sınırlarında gerçekleşen üç türlü hareketi vardır.

Yakınlaşan (Çarpışan) Levha Hareketleri

iki okyanusal levhanın çarpışması
İki okyanusal levhanın yakınlaşması

İki okyanusal levhanın çarpıştığı yerlerde volkanik ada yayları görülür. Japonya ve Filipinler bu ada yaylarına örnektir. Aynı zamanda derin okyanus çukurları oluşur. Filipinler ve Mariana çukuru gibi

iki kıtasal levhanın çarpışması
İki kıtasal levhanın yaklaşması

İki kıtasal levhanın birbirine doğru yaklaşması ile litosfer kalınlaşır kıvrım dağ sıraları oluşur. Himalayalar ve Tibet platosunun oluşması buna örnektir.

Okyanusal ve kıtasal levhaların karşılaşması çarpışması
Okyanusal ve kıtasal levhaların yakınlaşması

Kıtasal levha ile okyanusal levhanın birbirine yaklaşması sonucu okyanusal kabuk astenosfere dalar. Buralara dalma batma zonu denir. Böylece kıyı boyunca volkanik dağlar ve kıvrım dağları oluşur. Güney Amerika levhasınınm batı kıyılarındaki And dağları bu şekilde oluşmuştur.

Uzaklaşan (Ayrılan) Levha Hareketleri

iki okyanusal levhanın birbirinden ayrılması
İki okyanusal levhanın birbirinden uzaklaşması

İki okyanusal levhanın birbirinden uzaklaşması sonucunda, magma kırıklar boyunca yüzeye çıkmaktadır. Levha sınırında yüzeye çıkan magma okyanus sırtlarını oluşturur. Atlas okyanusunun orta kesiminde oluşan sırtlar buna örnektir. Okyanus tabanında sürekli yeni malzemeler eklendiği için bu olaya deniz tabanı yayılması da denir.

İki kıtasal levhanın birbirinden ayrılması
İki kıtasal levhanın birbirinden ayrılması

İki kıtasal levha birbirinden uzaklaşması sonucu rift vadisi oluşur. Riftleşmenin devam ettiği ortamlarda kıta içi rift sitemi giderek genç bir okyanus havzasına dönüşür. Doğu Afrikada yer alan rift vadisi ve kızıldeniz buna örnektir.

rift vadisi ve kızıldeniz oluşumu
Rift vadisi ve kızıl deniz oluşumu

Yanal Hareket Eden Levha Hareketleri

Yanal hareket eden levhalar
Yanal hareket eden levhalar

Bazı durumlarda levhalar birbirini sıyırarak yatay yönlü yer değiştirirler. bu durumda sürtünmeye bağlı artan gerilim sonucu büyük depremler oluşur. Levhalar birbirine göre yanal olarak hareket ettiklerinde transform fay olarak adlandırılır. Doğrultu atımlı levha sınırı boyunca yeni litosfer üretimi ya da tüketimi söz konusu değildir.

Levha hareketleri ve Etkileri Nelerdir?

Levha sınırları, yer kabuğunun zayıf ve çatlak sahaları olduğu için, levha sınırlarında depremler, fay hatları, volkanik faaliyetler, sıcak su kaynaklarının en çok görüldüğü alanlardır.

Dünyadaki Deprem Kuşakları

Depremler dünyada iki belirgin kuşaklar halinde dağılırlar. depremlerin dağılışı ile fay hatlarının dağılışı arasında paralellik vardır. Dünyadaki meydana gelen depremlerin % 80’i Pasifik çevresinde %15’i Alp-Himalaya deprem kuşağında oluşmaktadır. Geri kalan %5’i dünyanın farklı bölgelerine dağılmıştır.

Alp-Himalaya Deprem Kuşağı: İspanya, Cezayir, İtalya, Yunanistan, Türkiye, İran, Kafkasya, Hazar denizi ve Himalayaları kapsamaktadır. Bu hat içerisinde depremlerin en çok görüldüğü yer Türkiye ile Yunanistan’dır.

Büyük Okyanus (Pasifik) Çevresi Deprem Kuşağı: Bu kuşak içinde depremlerin en yaygın görüldüğü yerler Şili, Peru, Meksika, ABD, Rusya’nın pasifik kıyıları, Çin, Japonya, Endonezya, Malezya’dır. Depremlerin büyük bir kısmı bu kuşakta görülür.

Dünyadaki Volkanik Kuşaklar

Büyük Okyanus (pasifik) çevresinde, Atlas Okyanusu, Hint Okyanusu ve Akdeniz çevresinde yer alır. Yeryüzünde sayıları 450’yi bulan aktif volkanların 350 tanesi Büyük Okyanus çevresindedir. Bu nedenle buraya Pasifik Ateş Çemberi adı verilir.

Dünyadaki Sıcak Su Kaynaklarının Dağılışı

Dünyada sıcak su kaynaklarının dağılışı ile fay hatlarının dağılışı arasında ilişki bulunmaktadır. Yer kabuğunun faylarla parçalandığı yerlerde yüzeye yakın sıcak alanlar bulunur. Bu kaynakların en yaygın olanı kaplıcalardır.

Filipinler, Endonezya, Japonya,Yeni Zelanda, İzlanda, Rusya Federasyonu, ABD  aktif volkanların bulunduğu ülkelerde gayzerler yaygındır. Avustralya, İskandinavya Yarımadası gibi eski oluşumlu arazilerde ise sıcak su kaynakları nadiren bulunur.

Sıcak sular genel olarak meteorik kökenli olduğundan, yer altındaki hazneler sürekli olarak beslenmektedir.
Bu nedenle beslenmenin üzerinde kullanım yoksa sıcak su kaynaklarının tükenmesi beklenmez.

Bir kaynak suyu ne kadar derinden geliyorsa o kadar sıcaktır. Kaynak suyunun sıcaklığı arttıkça bu suyun içinde bulunan eriyik haldeki madde miktarı artar. Roturue Gayzeri (İzlanda)  Yellowstone Gayzeri  (ABD)

Türkiye Çevresindeki Levha Hareketleri ve Bunların Etkileri

Türkiye; Arabistan, Afrika ve Avrasya levhaları arasında yer alır. Türkiye’nin bulunduğu arazi yer kabuğunun en hareketli alanlarından biridir. Güneyde yer alan Afrika levhası (9mm) ve Arabistan levhası (19mm) hızla kuzeyde yer alan Avrasya levhasına doğru ilerlemektedir.

Türkiye levha hareketlerinin etkileri
Türkiye levha hareketlerinin etkileri

Bu levhalar Anadolu yarım adasını sürekli sıkıştırmaktadır. Arabistan levhası kuzeye doğru Avrasya levhasını daha hızlı sıkıştırmasından dolayı Doğu Anadolu Bölgesi yükselerek dağlık ve engebeli bir duruma gelmiştir.

Arabistan, Afrika ve Avrasya levhaları arasında sıkışan Anadolu yarım adası büyük bir enerji birikmektedir. Bu enerji yer kabuğunun kırıklı olduğu faylı bölgelerde depremler ile açığa çıkmaktadır. Bu sebeple Türkiye bir deprem ülkesidir. Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerinde bulunur. Ülkemizde deprem alanları fay hatlarına paralel olarak üç kuşak halinde uzanmaktadır.

Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı, Türkiye üzerindeki en uzun fay hattı ve bunun çevresini oluşturmaktadır. Yaklaşık 1400 km uzunluğundadır. Saroz Körfezi’nden başlar, Marmara Denizi, Adapazarı, Düzce, Bolu, Çankırı, Erzincan
ve Erzurum üzerinden doğuya uzanır. Türkiye’de görülen yıkıcı depremlerin yarısından fazlası bu kuşakta gerçekleşmiştir. Kuzey Anadolu fay hattı, Kuzey Amerika’da yer alan San Andreas fayı gibi, yeryüzünde en çok deprem üreten yanal atımlı faylardan biridir.

Ülkemizdeki fay hatlarından biri  de  Afrika kıtasının doğusundan başlayarak Arabistan Yarımadası’nın batısındaki
fay hattını  izleyip Hatay-Kahramanmaraş oluğu üzerinden Doğu Anadolu’ya uzanan fay hattıdır. Güneydoğu
Anadolu fay kuşağını oluşturan bu deprem bölgesi, Malatya ve Elazığ’dan geçerek Bingöl’e yakın bir yerde Kuzey Anadolu fayı ile kesişmektedir.

Ülkemizdeki fay kuşaklarından biri de Batı Anadolu fay alanıdır. Ege’nin kıyı kesimi ile Göller Yöresi’ni kapsayan bu
bölgedeki fay hatları çoğunlukla doğu-batı doğrultusunda uzanan graben alanlarının sınırlarını izlemektedir. Batı Anadolu fay kuşağı da ülkemizdeki önemli deprem alanlarındandır.

Yerin Katmanları Ders Notları için tıklayınız.

derscografya.com/yerin-katmanlari/

Meb EBA üzerinden Ders Anlatım videosu izlemek için tıklayınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu